Röportajlar

CENOTAPH

“DEATH METAL ASLINDA KARANLIK VE LEŞ BATAKLIK MÜZİĞİDİR”

Gün geçmiyor ki eskisinden daha hastalıklı bir Cenotaph albümüyle karşılaşmayalım 🙂 Evet Batu, öncelikle hayırlı olsun yeni albümünüz, bize birkaç cümleyle tanıtabilir misin bu 2010 model enfeksiyonu?
Batu :
Teşekkürler Utku. Yeni albümümüz Putrecent İnfectious Rabidity mayıs sonunda Amerikalı bir şirket olan Sevared Records ve Rus şirket Coyote Records tarafından yayınlandı.Toplam 9 yeni parçadan oluşan Brutal Death Metal tarzındaki albümümüz Japon sanatçı Toshihiro Egawa imzasını taşımaktadır.

Yeni albümler yeni kadro ve yeni şirket anlamına da gelmeye başladı Cenotaph için… Bu şekilde devam etmek zorunda olmak dezavantajlı bir durum yaratmıyor mu grup için; geçinmesi o kadar zor biri misin yoksa? 🙂
Cenotaph’ta çalmanın sorumluluk ve özveri gerektirdiği bir gerçek. Yurtiçi ve yurtdışında çok aktif bir grubuz. Bazı grup elemanlarının bu yoğunluğa ayak uydurabilmeleri zor oluyor. Ayrıca zaman içerisinde grup elemanlarının müzik tercihleri değişkenlik gösterebiliyor. Cenotaph’ın yıllardır devam eden kendine özgü bir tarzı var. Bu tarzı extreme şekilde korumak için elemanlardan kimi zaman fedakarlık edebiliyoruz. Grubun beyni ben ve Cihan olduğumuz için Cenotaph’ın nasıl bir şekilde yürüyeceğini ikimizde çok iyi biliyoruz. O yüzden yeni elemanların bizim kafa yapımıza yakın olmaları bizim için çok önemli. Böyle olmayınca anlaşmazlıklar doğabiliyor. Geçimsiz biri değilim sadece grup disiplinini 16 senedir korumaya çalışıyorum.

Peki, Defeated Sanity davulcusu Lille ile çalışma fikri nasıl ortaya çıktı?
Defeated Sanity severek dinlediğim bir grup. Yaklaşık bir buçuk,iki sene önce gruba vokalist arıyorlardı. Bende vokal stilimi onların yaptıkları müziğe uygun gördüm ve davulcu Lille ile kontağa geçtim. Bana 2. albümde kaydettikleri parçaların vokalsiz demo versiyonunu gönderdiler. Bir süre bu parçalara çalışıp, prova yapıp, üzerlerine vokal kaydettim ve onlara geri yolladım. Dinlediklerinde yaptığım vokali oldukça beğendiler fakat beraber daha fazla prova yapabilmemiz için ve konserlerinde onlara eşlik edebilmem için bir arada bulunmamız gerektiğini söylediler. Bu durumda Berlin’e taşınmam gerekiyordu. Avusturya’dan Türkiye’ye döneli 2 sene olmuştu. Cenotaph’ın yeni albüm çalışmalarının yavaşlamasını istemediğimden dolayı yurtdışına gitmedim. Bu süre zarfında Lille ile iyi arkadaş olmuştuk. O sırada eski davulcumuzla da yollarımızı ayırmıştık. Lille’den Cenotaph’ın yeni albümünde davul çalmasını teklif ettim. O da bu teklifimi kabul etti. Zaten müzikal kafa yapısı bize çok uygundu. Böylece Lille yeni albümümüze dahil oldu. Bundan oldukça mutluluk duyduk.

Çok deneysel bir grup olmamakla birlikte Cenotaph’ın müziği kendi çapında evrilmeyi sürdürüyor bana göre. Reincarnation in Gorextasy’de müziğinize slam partisyonlar eklenmişken bu albümde de 90ların obscure death metal albümlerini hatırlatan etkilenimler mevcut. Soundunuzdaki bu zenginleşmeyi neye bağlamak lazım?
Death Metal’de dinlediğimiz çok farklı gruplar var.90’ların başlarında var olan Obscure ve karanlık albümler, demolar genelde underrated kalır ve pek bilinmezler.2010’lardaki yeni slam ve Brutal Death Metal gruplarının çoğu sürekli birbirlerini kopyalamaya ve tekrar etmeye başladılar. Bu zamanla can sıkıcı bir hal aldı. Bu tarz karanlık riffleri müziğimizde kullanmamızın sebebi Death Metal’in aslında karanlık ve leş bataklık müziği olduğunu insanlara yeniden hatırlatmaktır.

Albümü kolaya kaçıp muhtemelen Rus menşeli bir siteden düşük kaliteli mp3 olarak indirmek yerine insan gibi satın almak isteyenler Putrescent Infectious Rabidity’yi nerelerde bulabilirler?
Albümün yurtiçinde çeşitli yerlere elden biz bırakıyoruz. Albümü almak isteyenler Ankara’da Zıd Müzik, Hayri Plak, Stüdyo Deep, Yolcu Bar ve Nedjima bardan,İstanbul’da ise Hammer Müzik’ten alabilirler. Diğer şehirlerde yaşayanlar bizimle irtibata geçerlerse kargo aracılığıyla kendilerine ulaştırabiliriz.

Bu yazı tatil yaparak geçirmeyeceğinizi tahmin ediyorum. Turne planlarından bahseder misin biraz?
Ağustos ortasında İsviçre’de olacağız Mountains Of Death festivalinde. 26 Ağustosta 15 günlük Rusya turumuz başlayacak. 2008’de de 10 günlük Rusya turu yapmıştık. Bu seferki Rusya turumuzda önceden gitmediğimiz şehirler de olacak. Yaz planlarımız şuan bu şekilde.

Cenotaph 15 yılı devirip 20’sine merdiven dayamış bir grup artık. Sence de özel bir DVD yayınlamanın vakti gelmedi mi?
Evet, kesinlikle geldi. Aslında Coyote Records’un hazırlamış olduğu bir DVD’miz var fakat bunu kalitesinden memnun olmadığımız için yayınlamak istemedik. Eğer DVD çıkartırsak bunun gerçekten kaliteli bir iş olmasını istiyoruz. Önümüzdeki yıllarda elimizde materyaller dahilinde DVD yayınlayabiliriz.

Aynı konudan fazla uzaklaşmadan aklıma takılan bir şeyi daha sormak istiyorum: Neredeyse her Cenotaph albümü farklı farklı şirketlerce piyasaya sürüldü. Yine böyle 20. Yıldönümü veya başka bir bahaneyle albümlerin yayın haklarını bir şekilde tek elde toparlayıp reissue olayına girme planınız var mı?
Zaten bütün çıkarttığımız albümlerin re-issueları yapıldı. Fakat 20. seneye geldiğimizde böyle bir olay olursa cool olur.

Cenotaph’ın hep çok emek ve sorumluluk isteyen bir grup olduğu bilinir. Bu durumda tek gitarist kalan Cihan’ın Burial Invocation’la uğraşmasını nasıl karşıladın?
Her eleman istediği grupta çalabilir. Benimde Cenotaph dışında başka projelerim var. Cihan Oldschool Death Metal dinlemeyi ve çalmayı seviyor.Burial Invocation’da çok kaliteli ve underground ruhlu bir grup.Dinlemeyenlere tavsiye ederim.

Cihan’dan bahsetmişken; özellikle Gorenographic Pervert Victimology ve tabii Emeryobscure Hypnosis/Womb of Decay’deki alışılmış Cenotaph soundunun dışında kalan rifflerin onun başının altından çıktığı gibi bir izlenime sahibim. Bu da bana Cenotaph’ın artık iyice herhangi birine bir şey ispatlamak yerine tamamen zevk için müzik yapan, daha serbest fikirli, gerçek arkadaşlardan kurulu bir grup haline geldiğini düşündürtüyor. Sen ne dersin?
Mükemmel bir tespit ve çok güzel bir soru. 🙂 Kimseyle ve hiçbir piyasayla yarış halinde değiliz. Beraber oturup müzik dinlemek, içip sohbet etmek ve yeni şarkılar yazmak hoşumuza gidiyor. Müziğimizi belli kalıplara sıkıştırmıyoruz. Hoşumuza giden kullanmak istediğimiz her türlü psycho riffi kullanabiliriz.

Cenotaph’ınkiyle neredeyse aynı zamanda proje grubun Drain of Impurity de yeni bir MCD yayınladı. Bu ismi ilk defa duyanlar için kısaca bilgi verir misin?
Bu benim proje grubum.2000 yılından beri var. Genelde ben tek başıma kayıtları yapıyorum. Bazen 2 kişi olduğumuzda oluyor. Extreme bir tarzı var grubun. Undergroundda diğer gruplarla split çalışmalarını sevdiğimden bu proje grubuna devam ediyorum.

Sen aynı zamanda TRDM adında bir platformun da kurucususun. Buna başlarken aklında ne vardı ve ne kadarı gerçekleşti? Gruplar arasında yıllardır hasreti çekilen destek ve dayanışma ağı kurulabildi mi yoksa hala her koyun kendi bacağından mı asılıyor?
Her ülkenin aynı şekilde Death Metal platformları var. Biz de bu yüzden TRDM’yi kurduk. Sayfamızı ziyaret eden kişiler Türkiye Death Metal piyasası hakkında ufakta olsa bir bilgiye sahip olabiliyorlar. Aslında TRDM’nin daha çok konser ve festival organizasyonu yapmasını istiyorum.Umarım önümüzdeki senelerde daha çok aktivitede bulunabiliriz ve daha yeni gruplar TRDM’ye dahil olabilir.Zaten her grup kendi promosyonunu yapmakla yükümlüdür. O nedenle TRDM’den promosyon adına fazla bir şey beklemeyin. Amaç sadece Türkiye’de böyle bir piyasanın olduğunu dünyaya göstermek.

Decaying Purity, Carnophage, Decimation, Heretic Soul, Burial Invocation vs. sağolsun Türkiye artık küresel brutal death metal haritasında eskisi kadar alakasız bir yerde durmuyor. Bu mevzulara ilk giren ve yıllardır aynı azimle sürdüren biri olarak sence Cenotaph’ın nasıl bir katkısı oldu bu gelişmelere?
Dünya Extreme Türk Death Metal’ini ilk Cenotaph sayesinde duydu. Bizim ardımızdan bu müziğe gönül vermiş arkadaşlar kurdukları gruplar ve yayınladıkları başarılı albümlerle bu piyasada isimlerini duyurdular. Türkiye Extreme müzik piyasası içinde özellikle TRDM grupları arasında büyük bir dayanışma var. Arkadaşlarımızın çaldığı bu grupların hepsini destekliyoruz. Hepsinin eforu çoktan Türk Death Metal tarihine geçti. Bundan 5-10 sene sonra piyasamız daha da büyüyecek. Bu işin temellerini atan biri olarak bundan gurur duyuyorum.

Undermost ve Death Project’in tekrar hayata dönmesine ne diyorsun? Sence eski tayfadan hangi grup geri dönse şahane olur, Obscurity belki?
Undermost’un ve Death Project’in tekrar kurulması haberine çok sevindik. İki grupta çok iyi albüm yayınlayıp sonra piyasadan kaybolmuşlardı. İki gruba da elimizden gelen desteği vereceğiz. Eski gruplardan hala aktif olmasını istediğim gruplar; Obscurity, Deathroom, İzmir’den Awake ve Consume, İstanbul’dan Flying Dirty Clouds, Radical Noise, Asafated, Ankara’dan Astaroth ve Diabolic Yard ve Bursa’dan Catacombed, son olarak da Legion.

Death metale bir dönem damgasını vuran atletik müzisyenlik+hiper cilalı pro-tools tonları artık yerini daha atmosfer yaratmaya dönük, daha eski usul hissiyatlara bıraktı gibi. Sen de gözlemliyor musun böyle bir eğilim? Sence bu yeni bir trend mi yoksa bu tarz müzikte zaten olması gereken şey miydi?
Biz bu dediklerine kısaca cilalı parlak Death Metal diyoruz ve dinlemekten zerre kadar zevk almıyoruz.Full triggerlanmış davullar,jilet gibi net gitar tonları ve söylediği her kelime tane tane anlaşılan temiz çocuk Death Metal’i bize göre değil. Bunlara Death Metal dinlemeye yeni başlayan çocuklar kanar. Dediğim gibi Death Metal içinde kirli,çiğ ve leş soundu bulundurmalı ve çalınan enstrümanların bir insan tarafından çalındığı hissettirilmelidir. Tamamen mekanik ve makinasal yani teknolojik olmamalıdır.

Yazdığın sözlerde çürüyen organlara methiyeler düzsen de aslında baya hayvan sever birisin bildiğim kadarıyla. Kedi, köpek falan besliyor musun evde ya da daha ekstrem hayvanlar falan? 🙂
Kız arkadaşım Ladin’le evimizde 4 kedimiz ve 5 balığımız var. İlerleyen aylarda eve hamster çiftliği de kurmayı düşünüyoruz. Hayvan sevgisini bu piyasaya aşılamak gerek. Hayvanlara eziyet eden insanları yazdığım sözlerde moleküllerine ayırıyorum. Sokak hayvanlarına barınak ve yaşam alanı sağlayan onları koruyan tüm kuruluşları destekliyorum. Tüm metalcilere hayvan barınaklarına gidip kendilerine bir evlat edinmelerini tavsiye ediyorum.

Son soru: Ses tellerini ya da aslında komple gırtlağını sigortalatmayı düşündün mü hiç? 🙂
Açıkçası hiç düşünmedim. 🙂 Şunu diyebilirim; Bu hayatta kimsenin sigortası yoktur. Hepimiz eninde sonunda çürüyüp, gerçek GORE’la tanışacağız.

Zamanın ve yanıtların için çok teşekkürler. Kapanışta eklemek istediğin herhangi bir şey var mı?
Bu güzel röportaj için çok teşekkür ederim. Konserlerde görüşmek üzere.Yeni albümü dinleyin ve aşağıdaki web sitelerine bir göz atın.

www.myspace.com/cenotaph
www.myspace.com/drainofimpurity
www.myspace.com/turkishdeathmetal

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu